GÜLER SABANCI VE SABANCI HOLDİNG THE WALL STREET JOURNAL’DA...

14-06-2007

- THE WALL STREET JOURNAL: “TÜRKİYE VE SABANCI GRUBU ENERJİDE BÜYÜYECEK”
- “SABANCI GRUBUNUN KARLILIĞI SON DÖRT YILDA  %54 ARTTI”
- SABANCI HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI GÜLER SABANCI: “TÜRKİYE’NİN GEREK EKONOMİDE GEREK DE AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERDE YÖNÜ DEĞİŞMEYECEK”

Dünyanın en etkin gazetelerinden The Wall Street Journal,  Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın açıklamalarına yer verdi. The  Wall Street Journal haberinde Türkiye ve Sabancı Grubu’nun enerjide büyüyeceğini belirtirken, Sabancı Grubu’nun karlılığının son dört yılda %54 arttığının da altını çizdi. Yazıda Güler Sabancı’nın “Türkiye’nin gerek ekonomide gerek de Avrupa Birliği ile ilişkilerde yönü değişmeyecek” sözlerine de yer verildi.

Editorials & Opinions sayfasında Editör Kyle Wingfield imzasıyla “Dönüş Yok” başlığıyla verilen yazıda, Sabancı Holding’in gelirlerinin 2002-2006 döneminde, iş birimlerinin sayısının sekizden altıya indiği halde,   iki katına çıktığının  ve karının ise %54 arttığının altını çizildi. Yazıda, Sabancı Grubu’nun karının 2003 yılında en üst seviyeye ulaştığı da belirtildi.

Sabancı Holding’in yabancı ortaklıklarının öneminin de vurgulandığı yazıda, bu ortaklıklarla ilgili olarak Güler Sabancı’nın “bu ilişkiler bize kurumsal yönetim ve etkin profesyonel yönetim ile ilgili çok şey öğretmiştir. Artık, yeni iş ortaklarımızın bizi tercih etme nedenlerinden biri yönetim değerlerimiz, yönetim sistemimiz ve yönetim yaklaşımımızdır ” sözlerine de yer verildi.

Yazıda Sabancı Grubu’nun değişiminin Türkye’deki değişimi yansıttığı vurgulanırken Grubun 1932’deki kuruluşundan itibaren 60 ve 70li yıllarda ulusal çapta güç sahibi olduğundan bahsedildi. 1948’de kurulan Akbank’ın IMKB’deki en değerli şirket olduğu da belirtildi. 80’lerde ekonominin dışa açılması ile Sabancı’nın geliştiğinin altı çizilirken, bu dönemde Güler Sabancı tarafından Bekaert ile gerçekleştirilen ortaklığın şimdi 18 ülkeye ulaşan bir büyümeyi başlattığının altı çizildi.

Yazıda, Sabancı Grubu’nun en küresel markasının Kordsa Global olduğu ifade edilirken Güler Sabancı’nın hem kendi şirketinin hem de diğer Türk şirketlerinin kendi alanlarında dünya çapında oyuncular olduğu ifade edildi. Bu konuyla ilgili olarak Güler Sabancı’nın şu sözlerine yer verildi: “ Gerçekten küresel bir şirkete sahip olmak istiyorsanız ya iyi bir markanız ya küresel bir markanız ya küresel olarak güçlü teknolojiniz olması gerekir. Yada hepsine sahip olmalısınız. Kordsa Global’in kendi alanında güçlü bir teknolojiye sahip ve kendi alanında dünyada bir numara. Bazı alanlarda müşteriniz küresel olduğu için siz de küresel olmalısınız. Sadece Türk şirketleri için değil tüm dünyada durum böyledir.”

Yazıda, Sabancı Grubu’nun büyümesi Türkiye’nin geniş çaplı yaniden yapılandırılması ve refomları ile bağlantı olduğu belirtilirken Sabancı’nın Türkiye’nin genel durumu ile paralel olarak olumlu bir bakışa sahip olduğu da ifade edildi.

Güler Sabancı’nın Türkiye’nin mevcut politik ortamı ve seçimlerle ilgili görüşlerine de yer verilen yazıda, “bu yıl zaten seçim yılıydı. Bu nedenle tüm bu gelişmeleri düşündüğümde Türkiye’de demokrasinin kazanacağını düşünüyorum. Sonuçların ne olacağını elbette bilemem. Ama ne ben ne de ekibim Türkiye’nin gerek ekonomide gerek de Avrupa Birliği ile ilişkilerdeki yönünün değişmeyeceği görüşündeyiz” açıklamaları da yer buldu.

Sabancı’nın Türkiye’nin Avrupa ile olan ilişkilerine verdiği önemin de vurgulandığı makalede, “Gelecek Avrupa’dadır  ama aynı zamanda inanıyorum ki bu Avrupa’nın da yararınadır” sözleri de vurgulandı. Sabancı’nın Avrupa Birliği üyeliği için birçok değişikliğe gerek olduğunu söylediği belirtilirken yatırımcıların  da Sabancı Grubu’ndan da değişlikler bekleyeceği ifade edildi.

Grubun geleceği ile ilgili olarak ise bazı iş alanlarında gerektiği durumlarda küçülmeye gidilebileceği ifade edilirken Sabancı’nın “Şu anda altı iş birimimiz var. Gelecek üç yılda beş iş alanında faaliyet gösterebiliriz, on yıl içinde bu dört olabilir. Daha odaklı, ama çok işli bir grup olabiliriz”.

Yazı, “söyleyecek tek şey daha odaklı ve şüphesiz bardağın yarısını dolu gören bir başkan” sözleriyleriyle bitirildi.