- KALDER 20. KALİTE KONGRESİ ÖZEL OTURUMU...
- SABANCI HOLDİNG CEO'SU ZAFER KURTUL: "VİZYONUMUZ FARK YARATMAK"
- " KALİTENİN BİR MALİYETİ VAR''
- "BAŞARI EKİP ÇALIŞMASIYLA MÜMKÜN"
Sabancı Holding CEO'su Zafer Kurtul KALDER tarafından düzenlenen 20.Kalite Kongresi kapsamında düzenlenen özel oturuma katıldı. Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu moderasyonunda Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın'la birlikte katıldığı oturumda Kurtul, Türkiye ekonomisi ve kalite kavramlar üzerine açıklamalarda bulundu.
Kurtul, 2005 yılında Sabancı Holding vizyonunu oluşturduklarını, vizyonlarının; farklılıklar yaratacak kalıcı üstünlükler sağlamak, bu şekilde hissedarlarına, paydaşlarına değer yaratmak olduğunu ifade etti. Sabancı Topluluğu'nda iş mükemmelliği ve inovasyona çok önem verdiklerini, karlılık içinde büyümeyi ancak bu temel prensiplerle geliştirebileceklerini düşündüklerini, kalitenin de bunun önemli bir parçası olduğunu ifade eden Kurtul, rekabetin değiştiğini, zorlaştığını, bilgi paylaşımının çok hızlı gerçekleştiğini vurguladı.
Kurtul, artık coğrafi sınırların ticarette bir sınırlama getirmediğini, internet kanalıyla çok farklı yerlere ürün satmanın mümkün olduğunu belirterek, dünya ticaretinin 2003'den bu yana iki misli arttığını, sınırların kalktığı ve rekabetin çok arttığı bir pazarın önlerinde durduğunu, bu pazarda rekabet edebilmeleri için bu prensiplere, iş mükemmelliği ve inovasyona çok önem vermeleri gerektiğinin altını çizdi.
-" KALİTE ARTIK TÜRKİYE İÇİN DAHA DA ÖNEMLİ"
Kurtul, Türkiye'nin 2001 yılında çok ciddi bir kriz yaşadığını hatırlatarak ''2001 yılını hatırlıyorum. Bütün gece bankada sabahladığımız günler oldu. 2008-2009 yılında da Amerika kaynaklı bir kriz yaşandı ve 2009 yılında da çok belirsizlik vardı.
Bugün Türkiye için bu tür bir krizden söz edemeyiz. Fakat yurt dışındaki sıkıntıları da görüyoruz. Ülkemiz son yıllarda birçok reform yaptı. Benim önemli gördüğüm en olumlu gelişme; mali disiplin. Türkiye'de de 2002 yılında, kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 120'ye çıktı. Faizler çok yükseldi. Biz iyi bir mali disiplinle bunu bugün yüzde 39 seviyelerine düşürdük. Bugün için yurt dışındaki gelişmiş ülkelere baktığımızda, kamu borçlarının çok yüksek, riskli seviyelere geldiğini görüyoruz. Bu endişe verici bir gelişme. Yurt dışında tüketici borcunu azaltmak durumunda; artık eski tüketim alışkanlıkları devam edemez. Hakikaten Türkiye, dış pazarlar açısından daha rekabetçi bir ortama giriyor. Dolayısıyla bu konuştuğumuz kavramlar, inovasyon, iş mükemmelliği, kalite artık Türkiye için daha da önemli hale geliyor.''
Yurt dışında bankacılık sektörü ile ilgili tedirginliğin arttığını, bunun da getirdiği önemli sıkıntılar olduğunu belirten Kurtul, Türkiye'nin, ekonomiyi güçlendirme programı ile ilk olarak bankacılık sektörünü desteklediğini, ABD'de de TARP ile aynı şeyin yapıldığını, şimdi Avrupa'da bankacılık sektöründe sermaye eksikliği gözüktüğünü ifade etti.
Zafer Kurtul, ''Bizde bankacılık sektörümüz, mali sektörümüz çok iyi durumda. Birincisi, mali disiplin olarak çok iyi bir durumdayız... İkinci konu, bankacılık sektörümüz... Bizde tüketici kredilerinin boyutları düşük. Bu da çok önemli bir avantaj. Cari açığı çözmeden Türkiye'nin sürdürülebilir bir büyüme sağlaması mümkün değil'' dedi.
Cari açığın bir önemli nedeninin de enerji ve hammadde ithalatının yanında, tasarrufların düşük olması olduğuna dikkati çeken Kurtul, kamunun tasarruf ettiğini, ancak özel sektörün karlılığının düşük olmasının tasarrufların önünde önemli bir engel olduğunu söyledi. Inovasyon, iş mükemmelliği ve kalitenin karlılığın artmasını destekleyen unsurlar olduğunu vurguladı.
- - "SİSTEMLER BAŞARIYI ÖDÜLLENDİRMELİ"
Kurtul, başarının çok iyi bir ekip çalışmasıyla gelebildiğini, organizasyonel kültürün bu ekip çalışmasını desteklemesi, sistemlerin başarıyı ödüllendiriyor olması gerektiğini belirtti. Zafer Kurtul "İki yıldır farklılıklar yaratanları ödüllendirmek amacıyla Sabancı Altın Yaka Ödülleri programını yürütüyoruz. Bu kapsamda inovasyon, yalın altı sigma, mükemmellik gibi kategorilerde şirketlerimizi ve çalışanlarımızı ödüllendiriyoruz. Bu da çalışanlarımız üzerinde önemli bir motivasyon yaratıyor " açıklamasında bulundu.
Türkiye'de kalite sürecinin zaman içinde önemli bir değişim gösterdiğini, 1980 öncesine bakıldığında kaliteyi kontrol ettiklerini, son ürünün kalitesine baktıklarını, 1980'den sonra, 1990'lı yıllarda artık toplam kalite yönetimine bakmaya başladıklarını, süreçleri iyileştirmeye, işi yaparken ''kaliteli yapalım, kaliteyi güvence altına alalım'' ve "sürekli de iyileştirelim" konularında çalıştıklarını anlattı.
Kurtul, "Brisa, 1993 yılında KalDer tarafından verilen "Ulusal Kalite Büyük Ödülü"nü kazanan ilk şirket oldu. 1996 yılında ise Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) tarafından verilen "Avrupa Kalite Büyük Ödülü"nü kazanan ilk Türk şirketi oldu. Brisa bu ödülleri ilk girişte kazanan tek şirkettir" dedi.