Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, İsviçre’nin Davos kasabasında 22-26 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu 2022 Yıllık Toplantısı’nda iş dünyasını temsil eden isimler arasında yer aldı.
Covid-19 salgını nedeniyle 2 yıl ara verilen toplantının bu yılki teması “Dönüm noktasındaki tarih; Hükümet Politikaları ve İş Dünyası Stratejileri” olarak belirlendi.
Dünyanın dört bir yanından 2 bin 500’ün üzerinde devlet lideri, hükümet temsilcisi ve iş dünyası yetkilisini buluşturan etkinliğe katılan Cenk Alper toplantı kapsamında “Endüstrilerde Dijital Değeri Ortaya Çıkarmak” panelinde ileri malzeme teknolojileri ve dijital dönüşüm süreçlerinden bahsetti.
Sivil toplum, akademi ve kamu yönetimi alanında dünya ticaretine yön veren isimlerle birlikte “İnsan Odaklı Ticaret” panelinde de konuşmacı olarak yer alan Cenk Alper, küresel ölçekte daha adil bir ticaret düzeninin sağlanması için önemli açıklamalarda bulundu.
“Ekosistem yönetimi her geçen gün önem kazanıyor”
Dünyada sürdürülebilirlik konusunda izlenen yol haritasının, adil ticaret için de bir reçete olabileceğinin altını çizen Cenk Alper, “Tüm organizasyonlar için başlangıç noktası aslında kendi çalışanları. Covid-19 kimseyi geride bırakmamanın önemini herkese bir kez daha gösterdi. ‘Geride bırakmamak’ demek sadece çalışanları işten çıkarmamak değil. Onları aynı zamanda geleceğin dünyasına da hazır hale getirmek. Onlara yeni beceriler kazandırmak, var olan becerilerini daha etkin hale getirmek. Yani, insan kaynakları uygulamalarında stratejik iş gücü planlamasını devreye almak. Diğer yandan sendikalaşma ve toplumda dezavantajlı gruplara eşitlik sağlama da burada en öncelikli konuların başında geliyor” dedi.
Dünyanın geleceğini ilgilendiren hiçbir konuya tek bir kurumun ya da organizasyonun çözüm bulmasının mümkün olmadığını belirten Cenk Alper, “Kurumların etki gücünü artırmak için ekosistem yönetimi her geçen gün önem kazanıyor. Amaç odaklılığı, bayilere, tedarikçilere, iş ortaklarına da taşıyan çok paydaşlı bir yaklaşım adil ticaretin olmazsa olmazı. Bu kapsamda devreye aldığımız tüm ÇSY (çevresel, sosyal, yönetişim) uygulamalarını, tedarikçilerinin de aynı şekilde sahiplenmesini talep ediyoruz. Burada dijitalleşme çok önemli bir tamamlayıcı, hızlandırıcı. Bütün tedarik zincirlerini dijitalleştirip, şeffaf data transferini sağlamak adil ticarete giden yolda çok önemli bir unsur“ şeklinde konuştu.
Esas olan ‘kâr odaklılık’ değil, ‘amaç odaklılık’
Dijital platformların ve dijital pazar yerlerinin adil ticaretin gelişmesi için önemli fırsatlar sunduğunu da sözlerine ekleyen Cenk Alper, “Pazar yerleri sayesinde yerel üreticiler tüm dünyadaki müşterilerine ulaşma imkânı elde ediyor, bu da adil ticaretin önemli bir unsuru. Artık dünyada inovasyon ve fikir son derece önemli. Doğru bir fikrin finansman bulabilmesi artık eski dönemlere göre çok daha kolay. Bu sayede bilgi transferi yapmak, pazara erişmek mümkün. Özgür ve adil ticareti bu şekilde de destekleyebiliriz. Özel sektörün önceliklendirmesi gereken konulardan biri de bu olmalıdır. Bu iş birliğini ve iş yapış şeklini sadece iş dünyasına değil tedarik zincirine de yaymamız lazım.
Dijitalleşmenin, insan odaklı ticaretin iyileştirilmesi için en önemli araçlardan bir tanesi olduğunu vurgulayan Cenk Alper, “Burada asıl önemli olan; teknolojiyi, dijitalleşmeyi, inovasyonu, sürdürülebilirlik ile harmanlamak. Bunu da iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve müşteri deneyiminin güçlendirilmesi için kullanabilmek. Bunu başardığınızda insan odaklı ticarette de farklı bir boyuta ulaşmanız mümkün. Dijitalleşmeyi, sadece kârı maksimize etmek için kullanmak organizasyonların yapabileceği en büyük yanlışlardan bir tanesi. Bugün dünyada çok net bir gerçek var: Başarı kriteri kârdan uzaklaşıp, paydaşlarınıza yarattığınız değerle ölçülüyor. Bizim topluma, çevreye ve yönetişime karşı sorumluluklarımız var. Aynı uygulamaları tedarik zincirlerine de uygulatıyor, onlara know-how transferi sağlıyoruz. Yatırımcılar da artık bizleri bu kriterlere göre değerlendiriyor. Bu nedenle bütün ticari kurumlar odaklarına kârı değil, amacı almalılar. Bunu başardığımızda dünyayı daha yaşanabilir bir hale getireceğiz.”